Adana'nın ileri gelen basın kurruluşlarından "5 Ocak Gazetesi" ile dolu dolu bir röportaj yaptık.

 

Gazetenin köşe yazarı Murat YONAT ile yaptığımız röportajda geleneksel Türk okçuluğu ve modern okçuluk üzerine uzun bir sohbet ettik. 

 

İlgili röportajı okumak isteyenler için röportaj metni aşağıda sunulmuştur.

 

  • Merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?
  • Merhaba. Tabi ki. Bendeniz Erhan UZMAN. Adana Geleneksel ve Atlı Okçuluk Spor Kulübü Başkanı ve antrenörlüğünün yanı sıra, Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Adana İl Temsilcisiyim. Adanalı ve bir Türkiye aşığıyım.

 

  • Bizlere okçuluk tarihinden biraz bahseder misiniz?
  • Seve seve. Geleneksel okçuluğun en güzel yönlerinden birisi içinde tarih ve kültür barındırıyor olması. Bu sebepledir ki bizlerin işin tarihini de araştırması gerekmekte. Okçuluk insanlık tarihinin en eski savaş sanatlarından birisi. İlk önce avlanmak, takip eden süreçte savaşmak ve korunmak için kullanılmıştır. Okçulukla alakalı bilinen en eski örnekler MÖ 38.000’li yıllara ait olup Doğu İspanya taraflarında bulunmuştur. Ok gövdeleri ve yayların doğal malzemelerden yapılmış olduğu için bunların doğada muhafazası çok zor hale gelmektedir. Bu nedenle en eski bulgular ok uçlarıdır. Türklerde ise okçuluk bilinen haliyle yaklaşık 7000 yıldır yapılmakta. Bunu da Orta Asya ve Sibirya bölgesindeki bulgulardan anlamaktayız. Zira bölgede yine Türklere yada öncüllerine ait olduğuna inanılan çok eski savaş silahları, kılıç, hançer, mızrak vb, bulunmuştur. Ancak bunların içinde bir silah vardır ki bulunan en eski örnek M.Ö. 2800’lü yıllara ait olan kompozit (bileşik) yaydır. Türk yayları gücünü buradan almaktadır. Kemik ve sinirin zaafiyetini yaklaşık 5000 yıl önce bilim, mühendislik ve sanatla aşmışlardır. Zira bir tarafı sadece kemikle yapılan yaylar refleksleri güçlü fakat sıkıştığı için kırılmakta, sadece sinir olanlar ise genleştiği için kopmaktadır. Her halükarda yay zafiyet içermektedir. Türkler bir tarafında sinir, diğer tarafında boynuz kullanarak bunu aşmış, bu malzemelerin olumlu yönlerinden faydalanmış ve dünya askeri tarihinin en önemli silahlarından birisini, kompozit Asyatik tip refleks Türk yayını icat etmişlerdir. Ve bu icadı fetih ve zaferler izlemiş, böylece dünya siyasi haritasına şekil vermişlerdir.

 

  • Ne zamandan beri okçuluk ile uğraşıyorsunuz?
  • Bendeniz 2011 yılından bugüne yani anlayacağınız 30’lu yaşlarımdan sonra okçuluk sporu ile iç içeyim. Lakin bunun ilk 4 ila 5 senesi modern okçuluk (makaralı yay) takip eden dönemi ise geleneksel Türk okçuluğu ile devam ediyor.

 

  • Okçuluğa başlamanız nasıl oldu?
  • Aslında benim okçuluğa başlamam o dönem tamamiyle tesadüf eseri oldu. O dönemde çok stresli ve kötü bir şirkette çalışıyordum. Maalesef aşırı derece stres altında olduğum için stresimi atabileceğim bir aktivite arıyordum. Pilotaj eğitimlerini araştırırken aklıma bir anda okçuluk geldi ve bende internette araştırmaya başladım. Şanslıydım zira benden bir süre önce olimpik yayda milli bir okçu olan Mehmet DARILMAZ Adana’ya gelmiş ve şu anda iyi arkadaşım olan Akın ESKİTÜTÜNCÜ ile birlikte okçuluk üzerine çalışmalar yapmaya başlamışlardı. Bende Akın Hoca ile telefonda görüşüp okçuluğa başlama kararı aldım ve makaralı yay satın alarak okçuluk hayatıma başlamış oldum.

 

  • Burada bahsedilen yaylar modern okçuluk diye ifade edilen yay sınıfı galiba. Peki geleneksel Türk okçuluğu ile ilgilenmeye nasıl başladınız? Bizlere dernek/kulübünüzden bahseder misiniz?
  • Evet. Yukarıda bahsedilen dal modern okçuluk. Modernden geleneksele her konuda olduğu gibi okçulukta da geçişler fazlaca yaşanıyor. Burada benim gerekçem ise biraz teşvik biraz ise merak. Arkadaşlarla sohbet ederken Akın hoca “Yüreğir’e okçu bir kaymakam gelmiş” dedi. Bende bu haberden dolayı oldukça mutlu oldum. Bahsi geçen kaymakam şahsım adına Türkiye’deki en özel devlet adamlarından birisi, halkı tam anlamıyla kucaklayan, dönemin Yüreğir bugünün ise Bornova Kaymakamı olan Sayın Fatih GENEL’dir. Bir gün yanına gidip tanışalım dedik. Bir şehit cenazesinde denk gelip ayaküstü sohbet ettik ve sağ olsun kendisi bizi makamına davet etti. Adana gibi büyük bir kentte geleneksel okçuluk üzerine çalışma yapılmamasına üzüldüğünü ifade etti. Sohbetimiz sırasında Adana’da bireysel olarak bu işe merak salmış kişiler olduğunu fark ettik. Lakin bu kişiler bir araya gelmemiş veya gelememiş, hatta birbirlerinden bihaber şekilde varlıklarını devam ettirmişlerdi. Benim şahsen tanıdığım Adana’nın ilk geleneksel okçusu Ahmet ÖZÇINAR’dır. Ve kaymakam beyinde beni yüreklendirmesi ile bu insanları bir araya getirmeye ve tüzel bir çatı altında toplamaya karar verdim. Ve böylece Ahmet ÖZÇINAR, Mete AYAS, İbrahim ULUSOY, Erdal ORHAN, Ateş Mustafa ŞENGÜL, Akın ESKİTÜTÜNCÜ, Hasan Basri ÖZKAN ve Sinan Şükrü ÖZSİPAHİ ile bireysel olarak görüşerek bu kişileri bir araya getirdim. Tabi ki bende bu süreçte atlı okçuluk antrenörlük belgesi alarak eğitim sürecini liyakat ile yürütmeye yeterlilik kazandım. Böylece kendi dalımızda hem Türkiye’deki ilk antrenörlerden olmaya, hem de Adana’nın ilk antrenörü olma şerefine nail oldum. Devam eden süreçte (2016 yılında) Adana’nın ilk geleneksel ve atlı okçuluk derneğini kurduk. Daha sonra Geleneksel Spor Dalları Federasyonuna üye olarak kulüpleştik. Ve bugünlerde de yeni kurulan Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonuna dahil olarak her iki branşta da Adana’da ilk olduk. Ve bugün Adana’da faaliyet gösteren tüm ekipler ya ekipten bizim ayırdıklarımız, ya eğitim alıp ayrılanlar yada kendisi ayrılanlar tarafından kuruldu. Ayrıca Çukurova Üniversitesinde de okçuluğun hayat bulması için bir öğrenci kulübü kurduk ve o ekibinde başına kurucu başkan olarak kulüpten öğrencim Aysu Ayça ARICI ve işlerinde yardımcı olması için Musa KARAKUŞ adlı çocuğumuzu yönlendirdik. Aysu mezuniyet aşamasında olduğu için yardımcı çocuğumuz idareten ekibi devir aldı ve idare ediyor. Bu öğrenci kulübümüz Sayın Çukurova Rektörü ve Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığının da destekleriyle şu anda çalışmalarına devam ediyor. Eminim ilerleyen dönemde eğitimli ve faal bir liderleri olunca ard arda başarılar elde etmeye başlayacaklardır.

 

  • Peki bize kimlerin okçuluk sporu ile uğraşabileceklerini, eğitimler ve Adana’da geleneksel okçuluğun gelişiminden bahsedebilir misiniz?
  • Tabi ki. Yaklaşık 4 yıldır durmaksızın eğitim veriyoruz. Ve bugüne kadar hiçbir kurum ve kuruluştan en ufak bir destek almadan, iyimser bir tahminle 500 kişiye geleneksel okçuluk eğitimi verdik. Yeni gelenler oluyor. Ve tabi ki gidenler. Bizlerin genel olarak kullandığı bir cümle vardır; “Mental ve fiziksel olarak ok atmasına engel bir durumu olmayan 9 yaş ve üzerindeki her birey okçuluk yapabilir”. Burada özellikle mental kelimesine dikkat çekmek lazım. Zira toplumumuzun zihinsel kirlenmişliği hat safhada ve kullanmayı öğrettiğimiz spor aleti aynı zamanda insanlık tarihinin en fazla can alan silahıdır. Derneği ilk kurduğumuzda kendimize bir söz verdik. Bu işi rant haline getirmeyeceğiz. Rant kapısı olarak görenlerle de mücadele edeceğiz. Zira her camiada olduğu gibi bizlerde de var bu güruh. Ve bizler Atatürk ilkelerine bağlı, Türk milletinin değerlerine aşık bireyler olarak gençlerimize ilk önce iyi birer insan olmayı, toplumsal hassasiyetleri gözetmeyi, vicdan ve hak duygusundan kopmamayı öğretmeye çalışıyoruz. Alanda var alamayanda. Lakin yılmadan eğitim vermeye devam ediyoruz. Bu sürede Dünya’da sadece kadınlar tarafından kurulan ilk okçuluk spor kulübü olan Kabac Hatun Geleneksel Okçuluk ve Gençlik Spor Kulübünün kuruluşunda fikir babalığı yaptık ve Emel ÖZDEŞ önderliğinde bu ekibin hayat bulmasına destek olduk. Pozantı Kaymakamız Sayın Muammer SARIDOĞAN ve Pozantı İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Hüdaverdi YILDIZ’ ın destekleriyle Pozantı İlçemizde de Dokuz Tuğ Geleneksel Okçuluk ve Gençlik Spor Kulübü Derneğini kurduk ve burada da çocuklarımıza ücretsiz eğitimler vermeye başladık. Ayrıca Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Adana İl Temsilciliği olarak 2017 yılında atlı okçuluk antrenörlük kursu açarak 40 civarında bireye antrenörlük eğitimi ve sınavda başarılı olanlara antrenörlük belgelerini verdik. Bu sürede yine Türkiye’de bir ilk olan Geleneksel Türk Okçuluğu 18 Yaş Altı Gençler Bölge Salon Şampiyonasını icra ettik. Bu etkinliğimize 9 ilden 20 spor kulübü 200’e yakın sporcu ile katıldı.

 

  • Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa bir çalışmanızdan bahsetmiştiniz. Bize biraz daha anlatabilir misiniz?
  • Evet. Adana Valiliği, Çukurova Üniversitesi, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Adana Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile ortaklaşa “SKOLYOZ Tedavisine” dönük bir proje yürütüyoruz. Bu konuda özellikle Vali Yardımcımız Sayın Mustafa YAVUZ, Çukurova Üniversitesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze teşekkür ederim. Proje fikrinde bizlere feyz kaynağı olan kişiler yine öğrencilerimdi. Çukurova Üniversitesinde Mimarlık okuyan bir kız öğrencim duruşundaki bozuklukların okçuluğa başladıktan sonraki dönemde geçmeye başladığını söylemişti. Oldukça dikkatimi çeken bu ifadelerden kısa bir süre sonrada Kabac Hatun Geleneksel Okçuluk ve Gençlik Spor Kulübünden Emel ÖZDEŞ hocamız bir kız öğrencisinin Skolyozdan mağdur olduğu halde okçuluk ile bir yıl gibi bir sürede bunu aştığını ifade etti. Bizde bu kızımız ile görüştük ve eskiden toplum içine çıkmaya utanırken bugün daha rahatım dedi. Bizlerde daha fazla gencimize ulaşabilmek adına yukarıda belirttiğimiz kurumlarla istişare ederek bu ücretsiz eğitim projesini başlattık. Bu konuda oldukça fazla talep geldi. Ve bizlerde ulaşamayacağımız ilçelerde de eğitim verdirebilmek adına eğitmen yetiştirme çalışmaları da başlattık. Böylece daha fazla insana umut aşılamış olacağız.

 

  • Söylemek istediğiniz son bir şey var mı?
  • Sizlerle sohbet etme şansını bizlere verdiğiniz için teşekkür ederim. Kurulduğumuz günden itibaren tek gayemiz atalarımızın bizlere emanet ettiği Geleneksel Türk Okçuluğunu daha yüksek bir noktaya ulaştırmak ve bizden sonra gelecek olan Türk gençlerine teslim edebilmek. Tüm emek ve fedakârlıklarımız bu doğrultuda. Zira spor ve sanat insanlığın ortak değerleridir. Bizleri birleştirir. Ayrıca unutmamamız gereken bir başka sorunda sosyal medya ile yaşamdan kopan gençlerimizi, odaklanma sorunu, konsantrasyon sorunu, algıma bozukluğu, hiperaktivite, skolyoz, farklı duruş bozuklukları gibi sorunları olan herkesi destek olabilmek için tüm dünyada olduğu gibi destek olmak ve bu sorunları birlikte aşabilmek için aramıza bekliyoruz.