GELENEKSEL TÜRK OKÇULUĞU

İnsanlık tarihiyle yaşıt bir savaş sanatıdır "okçuluk". Arkeolojik bulgular MÖ 38.000' li yıllara kadar uzanan (İspanya civarında ok uçları bulunmuştur) bir tarihi gözler önüne sermekte olup Türkler açısından ise MÖ 5000'li yıllara kadar uzanan bir serüvendir okçuluk. Okçuluk, Türklerin MÖ. 2800'lü yıllarda kompozit (birden çok bileşenden oluşmuş olan ve bu bileşenlerin aynı refleksi sergilediği) yayı icadı ile çok daha farklı, çok daha etkin bir sürece bürünmüş, Dünya siyasi,askeri, kültürel tarihinin ve coğrafyasının şekillenmesinde etkin rol almasına neden olmuştur.

Türk yayının içinde ağaç (akça ağaç), boynuz, sinir (mümkünse boynuzu kullanılan hayvana ait), tutkaldan (mersinbalığı hava kesesi, boynuzu kullanılan hayvana ait deri, sinir, kemik ve boynuzun kaynatılması ile elde edildiği rivayet olunur) oluşur. Türk yayları Asyatik tip refleks yaylardır. Kurulu olduğu haliyle, yasılı (kurulmamış) hali tam tersi yönlerde hilal şeklindedir.Bizler Adana Geleneksel ve Atlı Okçuluk Spor Kulübü olarak verdiğimiz eğitimlerde atalarımızın yolunu kendimize yol edinmiş bulunmaktayız.

Bu nedenle;

Yeni gelen öğrenci adayı mülakata alınır, işin kültürel ve ahlaki boyutuna uygun olduğu kanaati oluşan adaylar okçu olma yoluna talip olur ve kepzekeşlik süreci başlar.

Eğitimine 12.000 kepaze (talim) yayı çekmek suretiyle sırt kaslarını ve motor becerisini geliştirmeye başlar. Takip eden süreçte torba hedefe (60cm*60cm) 180-300 cm mesafeden 6.000 atış yaparak motor beceri ve kas hafızasını geliştirir. Torba hedef sürecinden sonra ise puta (Türk tipi hedef) kullanarak hedef çalışmalarına başlar.

Bu süreç talibin disiplin ve özverisine bağlı olarak değişebilmektedir.